GENİZ ETİ AMELİYATIYLA İLGİLİ BİLGİLER

(ADENOİDEKTOMİ )

 

Vücudun mikroplarla mücadele etmesi için ağız ve burun gerisinde lenfoid doku dediğimiz

dokular bulunur. Özellikle bademcik ve geniz eti 5-6 yaşına kadar giderek büyür sonra küçülmeye başlar, ve 11 yaşlarında erişkin bir kişideki boyutuna geriler. Özellikle sık geçirilen enfeksiyonlar ve alerjide bu dokular normalden daha fazla büyür ve küçülmez. Normalde vücut için koruyucu olan bu dokular görevini yapamaz veya kendisi bir enfeksiyon kaynağı haline gelirse ameliyatla alınması önerilir.

 

Geniz eti (tonsilla pharyngea); sürekli (3 aydan uzun) burun tıkanıklığı ve ağzı açık uyumaya neden olacak kadar büyükse ve küçülmüyorsa, sık sinüzit veya orta kulak iltihabı, orta kulakta sıvı birikimine sebep oluyorsa alınması önerilir. Bazen bademcik ve geniz eti hiç iltihaplanmasa bile çok büyümüş ve uyku apnesine (uykuda ara ara nefes durması) neden oluyorsa yine alınması gerekir. Bademcik ve geniz eti sorunu olan çocuklar genelde iştahsızdırlar ve yaşıtlarına göre büyüme-gelişme daha yavaş olur.

 

Ameliyat yaşı genelde 3 yaş ve üzeridir. Ancak uyku apnesine neden oluyorsa çok daha erken yaşta ameliyat edilir. Çünkü uyku apnesinin getirdiği riskler ameliyat risklerinden daha fazladır. Görevini yapamayan bademcik ve geniz etinin alınması bağışıklık sisteminde bir eksiklik oluşturmaz. Ameliyat kararının verilebilmesi için hastalığın hikayesi, süreci kadar muayene de önemlidir.


Geniz eti ile burun etleri (konka) farklı yapılardır ve çoğu zaman karıştırılır. Geniz eti burnun en arka kısmında ve orta hatta (geniz bölgesinde) bulunurken, burun etleri burun girişinin yan duvarlarındadır. Geniz eti büyüklüğü kreş ve anaokulu döneminde (3-5 yaş arasında) daha sık görülür. Sık geçirilen enfeksiyonlar ve alerjinin varlığı geniz etinin büyümesinde en önemli etkenlerdir. Bu nedenle üst solunum yolu enfeksiyonlarının erken tedavisi ve alerjinin kontrol altına alınması geniz etinin aşırı büyümesini önleyebilir.

Geniz eti KBB doktoru tarafından teşhis edilir. Muayene, burundan veya ağız içinden endoskopla yapılır, veya ağız içinden tuşe ile yapılabilir. Teşhis için film çektirilmesine gerek yoktur(radyasyon riski)

 

Geniz Eti Ameliyatı ( Adenoidektomi ) Hangi Durumlarda Yapılır?

 

Geniz etinin kronik burun tıkanıklığına neden olacak kadar büyük olması; Sürekli ağzı açık uyuma bazen horlama, uyku apnesi , yutma sorunu ve konuşma bozukluğu, çene, diş ve yüz gelişiminde bozukluğa neden olabilir. Uzun süreli tam burun tıkanıklığı büyüme-gelişme geriliği, kalp-akciğer hastalığına (cor pulmonale) neden olabilir. Sürekli burun tıkalı ve ağızdan nefes alan çocuklarda “adenoid yüzü” denen görünüm oluşur. Bu yüz görünümünde; yüzün orta kısmı basık, ağız sürekli açık, üst çene öne doğru çıkık, damak yapısı kubbeli ve dar bir hal alır(aptal yüz). Dişlerde kapanma problemleri ve sık çürük gelişir. Bazen hastalar önce ortodontiye başvururlar. Sürekli  ağızdan salya akan bir görünüm olur. Uyku kalitesi düşüktür, sürekli yatakta dönerler, başlarını geriye doğru atarak daha rahat nefes almaya çalışırlar. Geniz eti olan çocuklarda gece idrarkaçırma görülebilir.

 

Ameliyat gerektiren diğer sebepler:

.Kronik veya tekrarlayan Adenoidit (Geniz eti iltihabı)

.Kronik veya tekrarlayan Sinüzit

.Kronik veya tekrarlayan Orta kulak iltihabı (otitis media) veya Orta kulakta sıvı birikimi (efüzyonlu otit). Yılda 3-4 kez ve fazla tekrarlaması.

.Kronik veya tekrarlayan alt solunum yolu enfeksiyonu

.İlaç tedavileriyle kontrolünde zorlanılan astım ve solunum yolu alerjileri

 

Geniz Eti Ameliyatı ( Adenoidektomi ) Kontrendikasyonları Nelerdir?

 

Kanama diyatezi (kanın pıhtılaşması ile ilgili bozukluklar)

Kontrol edilemeyen kronik hastalıklar (şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi) ve anestezi açısından risk görülmesi

Kansızlık

Aktif enfeksiyon dönemi

Bu durumlar düzeltilmeden geniz eti ameliyatı yapılmaz.

Yarık damak, velofarengeal yetmezlik, nörolojik hastalıklara bağlı kas hipotonilerinde geniz etinin tamamı alınmaz.

 

Geniz Eti Ameliyatı ( Adenoidektomi ) Nasıl Yapılır?

 

Geniz Eti Ameliyatı ( Adenoidektomi ) genel anestezi altında yapılır. Ameliyat öncesinde rutin kan tetkikleri ve Anestezi doktorunun değerlendirmesi ile ameliyata engel bir durum olup olmadığı kontrol edilir. Ameliyatın kendisi yaklaşık 10-15 dakika sürer. Hastanın uyuması ve uyanması ile beraber toplam süre yaklaşık 45 dakikadır. Ameliyatta değişik enstrümanlar veya metodlar kullanılabilir. Bunlar; Adenotom, Küret, Elektrokoter, Mikrodebrider, Lazer olarak sayılabilir. Klasik olarak geniz eti kazınarak (küret) alınır.

 

Geniz Eti Ameliyatı ( Adenoidektomi ) Sonrası Süreç ve Beslenme

 

Ameliyat sonrasında 4-5 saatlik takipten sonra hasta kontrol edilir ve genellikle taburcu edilir. Ancak; kanama riski olduğu düşünülen hastalar 1 gece yatırılır.

İlaç olarak ağrı kesici, buruna serum fizyolojik sıkılması yeterli olur.

Ameliyat sonrasında soğuk ve yumuşak gıdalardan başlayıp ılık ve katı gıdalara geçiş şeklinde bir diyet uygulanır. Bir hafta asitli ve acılı yiyecek ve içecek verilmez.Bademcik ameliyatı sonrasındaki gibi katı bir diyet uygulamak gerekmez.

1 ve 2. Gün : Oda sıcaklığında soğuk su, süt, meyve suyu, dondurma, yoğurt, muhallebi, duru ve tanesiz çorbalar.

3 ve 4. Gün: Hafif ılık taneli çorbalar, yumuşak sulu yemekler

5 ve 7.günler: Ilık makarna, pilav, köfte vs.

7.günden sonra doktor kontrolü ve normal gıdalara geçiş

Okula giden çocuklarda 1 hafta istirahat önerilir. İlk 3-4 günü evde geçirmesi önerilir.

 

Ameliyatın Komplikasyonları Nelerdir?

Kanama: Geniz Eti Ameliyatı ( Adenoidektomi ) ameliyatları sonrası %0,5 oranında görülür. Büyük çoğunluğu ilk 24 saatte görülür. Lokal müdahalelerle durdurulamayan kanamalarda tekrar ameliyat odasında müdahele gerekebilir.

.Velofarengeal yetmezlik: %0,03-%0,06 görülebilir. Çoğunlukla geçicidir. 2-4 hafta da düzelir. Yutma esnasında yumuşak damağın genzi tam kapatamaması sonucu gıdaların geniz ve buruna kaçmasıdır. Nadiren kalıcı olabilir.

.Östaki tüpü hasarı

.Geçici ses değişikliği

.Anesteziye bağlı komplikasyonlar

 

Geniz Eti Ameliyat Sonrası Tekrarlar mı?

Geniz eti bademcik gibi kapsüllü bir doku değildir. Boyun omurlarının önünde geniz bölgesinde ve yapışık bir dokudur. Ameliyat esnasında östaki tüpü ve boyun omurlarına zarar vermemek adına geride küçük parçalar kalabilir. Nadiren de olsa özellikle alerjisi olan çocuklarda 5-6 yaşına kadar tekrar büyüme görülebilir.

 

 

 

TİMPANOPLASTİ AMELİYATI(İşitmeyi düzeltme ameliyatı)

 

Kronik orta kulak problemlerinde uygulanan “Timpanoplasti” ameliyatı teknik olarak orta kulakta ve mastoid kemik içindeki iltihabın temizlenerek kulak zarı ve orta kulaktaki işitme sisteminin onarılması işlemidir.
Ameliyat hastalığın boyutlarına göre sadece kulak zarındaki deliğin onarılması (Miringoplasti), zar onarımı ile birlikte orta kulaktaki ses iletimini sağlayan kemikçik sisteminin onarılması (Timpanoplasti), mastoid kemik içine ilerlemiş iltihabın temizlenmesi (Mastoidektomi) ya da bu ameliyatların kombinasyonu (Timpanomastoidektomi) şeklinde yapılabilmektedir.

Kulak ameliyatı olmak mutlaka gereklimidir?
Problemin kulak zarındaki delik ile sınırlı olduğu durumlarda sadece kulağın sudan korunması ile iltihaplanmalar izlenmiyorsa ameliyat hastanın tercihi doğrultusunda yapılmaktadır. Basit zar deliklerinde işitme kaybı %30 civarında olup bu hastalar mutlaka ameliyat olması gereken grupta değillerdir. Buna karşın kolestatoma gelişmiş, orta kulak ve iç kulak kemiklerini eriten iltihap varlığında hayati tehlikelere varan sorunlar olabilme ihtimali mevcut olup bu hastaların mutlaka ameliyat olmaları gerekmektedir.

Timpanoplasti ameliyatı ne zaman yapılır?
Basit kulak zarı değişimi ameliyatlarının ideal zamanı 12-14 yaşından sonra önerilmekle birlikte ilerlemiş iltihap olabilecek hastaların her yaşta ameliyat olmaları ( bazen acil şartlarında) zorunluluk arzetmektedir

Timpanoplasti ameliyatı hangi durumlarda yapılır ve faydaları nelerdir?
Zarda delik olan kulağın sudan korunmasına ve veya burun ve sinüs bölgesinde enfeksiyon odağı olmamasına rağmen tekrarlayan kulak akıntıları olması halinde hem hayat kalitesini artırmak  hem de işitme kaybının ilerlemesini ve iltihaba bağlı komplikasyonların oluşmasını önlemek amacı ile zardaki deliğin kapatılabilmektedir. Belirgin işitme kaybı olan hastalarda aynı ameliyatta sesi ileten kemikçiklerdeki problemleri düzeltilebilmektedir. Bu amaçla çeşitli cerrahi teknikler mevcuttur. Bu tekniklerle kıkırdak, kemik greftler ya da orta kulak protezleri kullanılabilir.
Orta kulak ve mastoid kemik içerisinde kolestatoma adı verilen ve kemiği eriterek ilerleyen iltihaplı dokunun saptanması durumunda mümkün olan en kısa zamanda ameliyat ile bu iltihabın temizlenmesi gerekir. Kolestatomalı hastalarda işitme sisteminin korunması veya onarılması ikinci öncelikte olup asıl amaç yüz felci, iç kulak kaynaklı işitme kaybı ya da kafa içi komplikasyonların (menenjit, beyin apsesi vb) oluşmasına fırsat vermeden iltihabın temizlenmesidir.

 Ameliyat tekniği nasıldır?
Ameliyatın tekniğine karar verilirken hastalığın durumu, deliğin zar üzerindeki yeri, kulak kanalının yapısı, ameliyat sırasında mastoid kemiğe müdahale yapılıp yapılmayacağı, cerrahın ve nihayet hastanın tercihleri etkili olmaktadır.
Ameliyat sırasında orta kulak ve mastoid kemikte, mikroskop altında birbirinden çok farklı cerrahi teknikler uygulanmasına karşın hasta ve yakınlarının ameliyata dair görebildikleri ciltteki kesi ile sınırlı olduğundan sıklıkla bu konuda sorular sorulmaktadır.

Timpanoplasti ameliyatı kulak kanalı içinden, kulak kepçesi ön kısmından veya kulak arkasından yapılan kesiler yolu ile gerçekleştirilebilmektedir. Sadece zardaki ufak bir deliği onarmak için kulak kanalı içinden veya kulak kepçesi ön kısmından ameliyat yapılabilirken, mastoid kemiğe mudahale gereken durumlarda kulak arkasından kesi tercih edilmektedir. Bu konuda ameliyatı yapacak cerrahın tercihi asıl karar verdirici faktördür.
Kulak zarının onarılmasında en sık kullanılan doku şakak adalesinin kılıfıdır. Bu doku cerrahi sahaya yakın olduğundan ameliyat sırasında kolayca temin edilebilmektedir. Kulak kanalı önündeki kıkırdağın zarı ya da hazır materyaller (uygun işlemlerden geçirilmiş, steril kulak veya kıkırdak zarı parçaları gibi materyaller) de kullanılabilmekle birlikte en güvenilir ve ekonomik yöntem hastanın kendi dokularıdır.

Ameliyat sonrası tıbbi bakım nasıldır?
Hastalar genellikle ameliyat sonrası birinci günde pansumanları yapılarak hastaneden taburcu olabilmektedirler.
Mastoid kemikte müdahale yapılmayan ameliyatlarda genellikle 10-14 gün sonunda kulak içindeki özel süngerler temizlenmekte ve hastaların kulaklarını sudan korumaları ve ameliyat bölgesindeki enfeksiyon ve reaksiyonları önlemek amacı ile antibiyotik ve kortizon içeren kulak damlaları kullanmaları önerilmektedir. Bu gurupta iyileşme 3-4 hafta içinde tamamlanmaktadır. Bu hastalarda ameliyatın teknik ve fonksiyonel başarı oranı hastalığın boyutuna ve ameliyat öncesi işitme seviyesine bağlı olmak kaydı ile genellikle oldukça iyi olmaktadır.
Ameliyat sırasında mastoid kemiğe müdahale yapılan hastalarda ise yapılan cerrahinin tipine göre değişen sürelerde çeşitli pansumanlar yapılması gerekmektedir. Bu gurupta iyileşme daha uzun sürmektedir. Bu hastalarda gerçekleşen işitme kazancı genellikle diğer guruba göre daha az olmaktadır.
Özellikle kolestatomanın yüz siniri ve iç kulak komşuluğunda yerleşmiş olması durumunda sinire ve işitmeye zarar vermemek için bu bölgelerde kemik kazınamamakta ve geride hücresel düzeyde hastalık kalabilmektedir.
Bu durumdaki hastalarda kolestatomanın tekrarlama riski yüksek olduğundan ameliyat sonrasında düzeli aralıklarla kontrol muayeneleri yapılmalıdır. Bu guruptaki hastalarda kolestatomayı erkenden tespit etmek amacıyla 6-12 ay sonra yapılacak ikinci bakış kontrol ameliyatında yapılabilmektedir.

Ameliyat sonrası nelere dikkat etmeliyim ?
Genel olarak ilk ay içinde özellikle gribal enfeksiyonlardan korunmak gerekir. Ayrıca kulağa darbe almaktan korunmalısınız bu amaçla ikili mücadelenin olduğu ve darbe almak mümkün olan spor branşlarından hekiminizin belirttiği sürece durmalısınız. Hekim aksini söyleyinceye kadar vazelinli pamukla kulak kanalınızı tıkayıp su kaçırmamalısınız. Yüksek ve alçak basınç değişikliklerinden sakınılmalıdır bu amaçla irtifa değişikliği olabilecek karayolu yolculukları ve özellikle uçak seyahatlerinden 4-6 ay sakınılmalıdır.

 

 

 

 

                                       BURUN ESTETİĞİ BİLGİ VE ONAMI

 

RİNOPLASTİ NEDİR?

  Burun şeklinin değiştirilmesi için yapılan cerrahi operasyonların tümü, burun estetiği veya rinoplasti olarak adlandırılır.

 Rinoplasti veya nazoplasti olarak da bilinen burun estetiği gerek burunda doğumsal ya da sonradan gelişen travma kaynaklı yapısal bozuklukların tedavisinde gerekse istenmeyen görünümün düzeltilmesinde sıklıkla tercih edilir.

 Birçok burun estetiği operasyonu hem tedavi hem de kozmetik amaçları bir arada içerir. Çünkü burunda istenmeyen görünüme neden olan şekil bozukluklarının büyük bir kısmı solunum işlevinin de olumsuz etkilenmesine sebep olur. Ancak yalnızca görsel açıdan kişide rahatsızlığa yol açması amacıyla da burun üzerinde estetik operasyonlar gerçekleştirilebilir. En sık tercih edilen estetik operasyon olan burun estetiğinde, kişi operasyon geçirmeye karar verdikten sonra mutlaka doktor muayenesinden geçmeli ve burun yapısının rinoplasti için uygun olup olmadığı açısından görüş almalıdır. Yüz görünümünü doğrudan etkileyen burunda en küçük bir müdahale dahi belirgin sonuçları beraberinde getirir. Dolayısıyla burun yapısına uygun değişikliklerin ve operasyon tekniklerinin tercih edilmesi, aynı zamanda operasyonun deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. 

 Burun kemiği ve kıkırdak dokuları üzerinde gerçekleştirilen işlemler ile birlikte sağlıklı bir burun yapısı elde edilebilirken aynı zamanda ideal yüz orantısını sağlamak adına burun görünümünde değişikliklere gidilebilir. Günümüzde gelişen tıbbi teknolojilerin de yardımıyla burun ameliyatları geçmişe oranla çok daha basit şekilde, mümkün olduğunca kapalı teknikler ya da küçük kesiler yapılarak açık teknikler kullanılır.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Neden Yapılır?

Burun Estetiği (Rinoplasti) Kimlere Uygulanır?

Burun estetiği birçok kişi tarafından çeşitli nedenlerle yaptırılmak istenen, bu nedenle en yaygın olarak uygulanan cerrahi operasyonlardan bir tanesidir. Rinoplasti uygulamalarında dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, yalnızca görsel kaygılar nedeniyle burun estetiği yaptırmak isteyen hastalarda yaş faktörünün dikkate alınması gerektiğidir. Burun organında solunum ve koku alma işlevlerinde herhangi bir fonksiyonel sorunun bulunmaması, yalnızca estetik kaygılardan kaynaklı bir operasyon isteği söz konusu ise kıkırdak gelişiminin tam olarak beklenmesi gerekir. Bu nedenle böyle durumlarda burundaki kemik ve kıkırdak gelişiminin tamamlandığı 15 ile 18 yaş aralığındaki doktorun önereceği zaman beklenmelidir. Ancak fonksiyonel bir bozukluk söz konusu ise veya çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz etkileyecek düzeyde bir sorunun varlığı halinde hekimin uygun görmesi ile daha küçük yaşlarda da rinoplasti uygulamasına başvurulabilir.

 

Burun Estetiği  görüşme ve planlama

 

Burun estetiği planlama aşamasına geçmeden önce doktor ile rinoplasti aşamasını düşünen birey arasında cerrahi operasyonun etkili olup olmayacağını belirlemek için bir görüşme gerçekleştirilir.

Cerrah burun estetiği adayına rinoplastinin kendisine neleri kazandırabileceğini ve neleri kazandıramayacağını açıkça ifade edecektir. Bu görüşmede bireyin tıbbi geçmişi ortaya çıkarılır. Doktorun soracağı en önemli soru bireyin ameliyat için motivasyonu ve hedefleri hakkındadır. Bu aşamada en son sonuçların istenildiği gibi olması için en önemli detay, tamamen dürüst bir şekilde isteklerin ve hedeflerin ifade edilmesidir.

Rinoplasti cerrahı bireyin yüzünün diğer özelliklerini, burundaki cildi ve bireyin neleri değiştirmek istediğini göz önünde bulunduracaktır. Burun ameliyatı için uygun görülen adaylara, onlar için kişiselleştirilmiş bir plan geliştirecektir.

 

Cerrah  Burun estetiği planlarken,  burun estetiği adayının yüz özelliklerini ve burnunun içiyle dışını inceleyecektir.

Bu sayede hangi değişikliklerin yapılması gerektiği, cilt kalınlığı veya burnun ucundaki kıkırdak dayanıklılığı gibi fiziksel özelliklerin sonuçları nasıl etkileyebileceğini belirlemek mümkün olur.

Operasyon için uygun olduğu belirlenen hastalarda burunda yapılacak şekil değişiklikleri açısından doktor ve hastanın iyi bir iletişim kurması, hastanın beklentilerini doktoruna iyi bir şekilde anlatması oldukça önemlidir. Bu sayede istenmeyen sonuçlar önlenebilir, düzeltme operasyonlarına gerek duyulması olasılığı minimuma indirilebilir. Burnun çeşitli açılardan fotoğrafları çekilerek geniş bir ekran üzerinde hedeflenen değişikliklerin yaklaşık görüntüsü elde edilebilir. Planlama aşamasında bu gibi görsel tekniklerin kullanımı hekim ve hasta arasında doğru bir iletişimin sağlanması açısından oldukça faydalıdır. 

Eğer bireyin küçük bir çenesi varsa, cerrah rinoplasti adayıyla çenesini büyütmek için de ameliyat yapılması hakkında konuşabilir. Çünkü küçük bir çene daha büyük bir burun yanılsaması yaratacaktır. Bu durumlarda çene ameliyatı olması gerekli değildir ama yüz profilinde daha iyi bir denge ortaya çıkarılabilir.

 

Ameliyat Öncesi Süreç

Hekim tarafından yapılan muayene sonucunda burunda yapılacak işlemler ve burun yapısı gibi etkenler göz önünde bulundurularak hangi yöntemin daha başarılı sonuç vereceğine karar verilmelidir. Hem açık hem de kapalı operasyonun kendine göre avantajları ve dezavantajları olduğundan, her yöntem her operasyon için etkili veya uygun olmayabildiğinden bu konuda seçim hastaya değil cerraha ait olmalıdır. Hedeflenen değişiklikler kararlaştırıldıktan ve ameliyat günü belirlendikten sonra hastaya operasyona nasıl hazırlanması gerektiği anlatılır. Kan sulandırıcı kullanımı var ise bunların kullanımı hekimin önerdiği şekilde ameliyattan bir veya iki hafta öncesinde sonlandırılmalıdır. Yara iyileşmesini olumsuz etkilediğinden sigara ve tütün mamullerinin kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır. Bu gibi önlemlerin haricinde rinoplasti operasyonları büyük çaplı bir özel hazırlık gerektirmez.

Ameliyattan bir gün önce aç karna kan testleri gerekirse ilave testler yapılacaktır. Ameliyat günü öncesi gece 12.00den itibaren aç kalınacaktır, su ve sigara içilmeyecektir.

 

Ameliyatın riskleri:

Bütün büyük ameliyatlarda olduğu üzere rinoplasti de çeşitli riskler taşır. Büyük ameliyatlarda enfeksiyon, kanama, ve anesteziye karşı olumsuz bir tepki riskleri her zaman mevcuttur.

Rinoplastiye özgü ayrı riskler de mevcuttur. Bunlar arasında da burundan nefes almada zorluk, burunda ve çevresinde kalıcı uyuşma, eşit görünümü olmayan burun, ağrı, renk değişimi ya da kalıcı şişlik, yara izi, septum perforasyonu, ve ek cerrahi müdahale ihtiyacı vardır.

Hemofili gibi bir kanama bozukluğu olan bireyler burun estetiğine aday olamayabilir.

 

Burun Ameliyatı Sırasında Olanlar

 Her operasyon, ameliyat olan kişinin kendine has anatomisi ve hedefleri için kişiselleştirilir. Ameliyatın ne kadar karmaşık olduğuna göre ameliyat sedasyonlu lokal anestezi veya genel anestezi  gerektirebilir. Bu karar operasyon öncesinde verilecektir.

Rinoplasti sırasında cerrahi müdahale burnun içinde veya burnun hemen altındaki burun delikleri arasında açılan küçük bir dış kesikten. Burun cerrahı tarafından cilt altındaki kemik ve kıkırdak hedeflenen sonuçlara göre yeniden ayarlanacaktır.

Eğer burnun iki deliği arasındaki duvar, yani septum eğrilmiş ya da bükülmüş ise, solunumun düzeltilmesi için burası cerrah tarafından düzeltilebilir. Ancak bu operasyon rinoplastiden farklıdır ve septoplasti adı verilir. İki ameliyat aynı anda yapılabilir ve adına SEPTORİNOPLASTİ denir.

Küçük değişiklikler için cerrah burnun daha derin noktalarından veya kulaktan alınan kıkırdağı kullanabilir. Daha büyük değişiklikler implantlar, kaburga veya vücudunuzun diğer bölgelerindeki kıkırdağı kullanabilir. Bu değişikliklerin tamamlanmasıyla cerrah burun derisini ve dokusunu geri yerleştirerek açılan kesiklere dikiş atar.

Ameliyattan sonrasında bireyin tekrar kendine gelmesi sağlık personeli tarafından izlenir. Normal şartlar altında aynı gün çıkmak mümkündür ancak başka sağlık komplikasyonları varsa bir gece hastanede kalmak gerekir.

Burun Ameliyatı Sonrası

. Ayağa ilk kalkışınızda baş dönmesi, göz kararması gibi sorunlar gözlenmesi normaldir. Bu nedenle bir yakınınızdan yardım almanız önerilir.

Hem ameliyat esnasında hem de sonrasında genizden kan sızıntısı gerçekleşmesi normaldir. Bu kanama farkında olmadan yutularak bulantı ve kusmaya neden olabilir. Bu nedenle kanlı kusma veya ertesi gün kandan kaynaklı olarak siyah renkli dışkı gözlenebilir. Ameliyattan 6 saat sonra eğer mide bulantısı yok ise su içilebilir. Çorba ve ayran gibi sulu gıdalar azar azar tüketilmeye başlanabilir. İlk birkaç gün genellikle sıvı gıdalarla beslenme önerilir

Genellikle burun içine konan silikon kalıplar ameliyattan 2-5 gün sonrasına kadar yerinde kalır. Cerrah ayrıca koruma ve destek için burun üzerine bir atel bantlayabilir ve genellikle yaklaşık 7-10 gün yerinde kalır. Bu süre içerisinde dış kalıbın ıslanmamasına ve gevşememesine dikkat edilmelidir.

Rinoplasti sonrasında kanamayı ve şişmeyi azaltmak için başın göğüsten daha yüksek olduğu bir pozisyonda yatakta dinlenmek gerekir. Burun şişlik nedeniyle veya ameliyat sırasında yerleştirilen splitten dolayı tıkanabilir.

Ameliyattan birkaç gün sonrasına veya pansumanı çıkardıktan sonrasına kadar yara suyu şeklinde açık pembe  hafif bir kanamanın yanı sıra mukus ile birikmiş kanın akmaya devam etmesi doğaldır.

Ameliyattan 3 gün sonra dış kalıp ve yüze su değmemek kaydıyla ılık su ile duş alınabilir.

. Ameliyat sonrasında genel (narkoz) anestezi esnasında kullanılan sakinleştirici, ağrı kesici ilaçlara bağlı olarak refleksler geçici bir süre etkilenecektir. Bu nedenle girişimden sonra ilk 24 - 48 saat içinde istirahat edilmelidir. Ameliyattan sonra 5-7 gün süre ile bedensel yorgunluklardan ve kan basıncını yükselten aktivitelerden (örneğin, spor, jimnastik, ağır kaldırma) sakınılmalıdır

Bunlara ek olarak ameliyattan sonra en az dört hafta boyunca gözlük veya güneş gözlüğü buruna dayanmamalıdır.. Dışarıda, özellikle burun üzerinde 30 faktörlü güneş koruyucu kullanılmalıdır. Bu dönemde çok fazla güneş, burun cildinde kalıcı renk bozulmasına neden olabilir. 

Burun estetiği iyileşme süresi ne kadardır?

Burun estetiği uygulaması yapılan hastalarda iyileşme süresi operasyonun boyutuna göre değişmekle birlikte hastalar genellikle 4-6 saat içerisinde ayağa kalkarak dolaşmaya, 6 saat sonra bulantı ve kusma yok ise yemek yemeye başlayabilir. Hastalar bazı durumlarda aynı gün taburcu edilirken bazen de 1 gece müşahede (gözlem) altında tutulduktan sonra ertesi gün taburcu edilir.

Ameliyat sonrasında hastalar herhangi bir komplikasyonun gerçekleşmemesi durumunda genellikle 1 hafta ile 10 gün arası bir süre içerisinde iş yaşantısına geri dönebilir. Operasyon sonrası şişlik ve morlukların oluşması normaldir ve zamanla hafifleyerek 1 hafta-10 gün içerisinde makyajla kapatılacak düzeye kadar azalır.

Ameliyatın üzerinden 1 ay geçtikten sonra oluşan ödemin %75-80'lik kısmı yok olur. Hedeflenen şekil ve tam iyileşmeye ise ameliyattan bir yıl sonra ulaşılır

 

Burun Estetiği Sonuçları

Rinoplasti basit değil zorlu bir ameliyattır. Bunun birçok nedeni vardır. Öncelikle burun yüzün ortasında bulunan üç boyutlu ve karmaşık bir şekildir.

Rinoplasti sırasında yapılan değişiklikler çok küçük olsa da bu değişiklikler burnun görünümü ve işleyişinde büyük bir fark yaratabilir. Bu değişiklikler küçük olduğu için hata payı da yüksektir. . Hiçbir zaman mükemmel bir burun taahhüt edilemez. Hastaya ait fiziksel özellikler analiz edildikten sonra mümkün olan en iyi sonuç sağlanmaya çalışılır Ameliyat sonrasında unutulmamalıdır ki, vücudun kalanında olduğu gibi burun da hayat boyunca değişir. Nihai istenen sonuca ne zaman ulaşılacağını söylemek zordur.

Ancak genellikle bir sene içerisinde şişliğin büyük bir kısmı kaybolacaktır. Bu sebeple ikinci bir operasyonun gerekli olduğu durumlarda bile en az bir sene beklemek tavsiye edilir. 

Tıbbi müdahalenin muhtemel komplikasyonları (yan etkileri):

Bölgesel ve genel (narkoz) anestezi esnasında kullanılan ilaçlara ve anestezi işleminin kendisine bağlı olarak birçok risk ortaya çıkabilir. Düşük ihtimal olan Bu riskler:

· Akciğerin küçük alanlarında ortaya çıkabilecek sönmelere/çökmelere bağlı olarak artmış akciğer enfeksiyonu riski. Bu durum antibiyotik tedavisi ve fizyoterapi gerektirebilir.

· Ağrı ve şişmeyle birlikte bacaklarda pıhtı oluşumu (derin ven trombozu). Bu pıhtı bulunduğu yerden koparak akciğerlere gidebilir ve ölümcül olabilir. Bu risk özellikle 50 yaş üstü hastalarda  fazladır

Kalpte zorlanmaya bağlı kalp krizi veya felç.

 · Anesteziden kaynaklanabilen ölüm.

· Sigara içen hastalarda artmış yara yeri enfeksiyonu riski, göğüs enfeksiyonu, kalp ve akciğer komplikasyonları, pıhtılaşma.

Uygulanan ameliyata bağlı olarak birçok risk ortaya çıkabilir. Düşük ihtimal olan Bu riskler:

· Kanama; Ameliyat esnasında veya sonrasında birkaç hafta içinde olabilir. Ameliyat esnasındaki kanama nedeniyle tamponlama yapılarak ameliyat sonlandırılabilir.

· Septum hematomu; Burun örtüsü altında kan toplanması sonucu oluşur, yaranın tekrar açılması ile boşaltılır ve tekrar tampon konur.

· Burun bölmesinde apse; yeni bir ameliyat ve gerektiğinde içeriye kıkırdak yerleştirilmesi gerekebilir. · Dudağın üst kısmında ve/veya üst ön dişlerde his kaybı: çoğunlukla kısa sürede geçer

· Burun bölmesinde delik oluşumu; Bu genellikle büyük sorun yaratmaz. Bazen ıslık sesi, kabuklanma, kanama yapabilir. İleri ameliyat gerekebilir.

· Koku alma yeteneğinin geçici veya kalıcı olarak bozulması,

· Burnun dış görünüşündeki değişiklikler; kıkırdak desteğin kaybı sonucu burun sırtı çökmesine, apse gelişimine, nedbe oluşumuna (çok ender görülür) bağlı görülebilir ve ikinci bir ameliyatla düzeltilebilir.

· Enfeksiyon. Genellikle antibiotiklerle tedavi edilebilir.

· Dıştaki yaraların anormal iyileşmesi (anormal skar oluşumuna bağlı)

 · Morarma: Tüm burun ve gözaltlarında, yanakta morarmalar görülebilir. Bu durum genellikle ortalama 2–3 hafta içinde ortadan kalkar

 · Revizyon: Açık septoplasti olgularında revizyon cerrahisi gerektirecek şekilde burun içinde yapışıklıklar olabilir ve bu durum nefes alma problemi yaratabilir. Hasta operasyon sonrasında eski halinden daha çok nefes alma problemi yaşayabilir, burnunun dış görünüşünden memnun olmayabilir. Bu problemlerin oluşması durumunda genel ya da sınırlı uyuşturma altında revizyon cerrahisi gerekebilir. · Yara izi: Açık teknik kullanılmışsa yani hastanın burun ucundan kesi yapılarak operasyon gerçekleştirilmişse hastanın burun ucunda hafif derecede fark edilen ve zamanla soluklaşacak olan iz kalacaktır. Hastada anormal yara iyileşmesi varsa ya da ortaya çıkarsa, belirgin nedbe dokusu (hipertrofik skar / keloid) oluşabilir.

 · Duyu: dudağın üst kısmında ve ön dişlerde uyuşukluk görülebilir..

 · Gerekli görüldüğü takdirde burun içine konmak için kulak kepçesinden veya kaburgalardan kıkırdak alınacaktır. Buna bağlı ileride göğüste ağrı, kulakta şekil bozukluğu iltihap vb. şikâyetler